İnternetin Öz Evladı Aaron Swartz
Çok kısa bir dönemde, böylesine büyük bir hak mücadelesi yükünü sırtlanmış ve bunun sonucunda korkunç saldırılara uğramış Aaron Swartz‘ın anısı üzerinde saygıyla eğiliyorum.
Bugün insanlık adına büyük katkıları olmuş Aaron Swartz’ın ölüm yıldönümü. İnternetin öz evladı olarak bilinen Swartz daha 13 yaşındayken internet ve bilişim alanında çalışmalarıyla kendinden söz ettirmeye başlamış, henüz 14 yaşındayken RSS adı verilen internet besleme biçimini gerçekleştiren ekipte yer almış, 15 yaşında ise IEEE Intelligent Systems dergisinde hakemli bir makale yayınlamıştı. Creative Commons lisans modelinin gelişimine katkılarda bulunmuştu. Swartz aynı zamanda dünyanın önde gelen sosyal paylaşım sitelerinden Reddit‘in kurucularındandı.
Bilgiye ulaşma özgürlüğünü savunan, sansürün kaldırılmasına yönelik eylemleriyle tanınan Swartz, 2009’da ABD federal mahkemelerine ait PACER veritabanında bulunan ve para karşılığı satılan yaklaşık 18 milyon belgeyi sistemden çıkartarak RECAP sistemini kurdu ve 18 milyon belgeyi ve tüm hukuk metinlerinin bu sistemden ücretsiz olarak paylaştı. 2011’de akademik bilgi ve makalelerin arşivlendiği ve sadece ücretli bir şekilde ulaşılabilen JSTOR‘dan 4 milyona yakın makaleyi bilgisayarına indirip halka açık hale getirmiş ve bundan dolayı “bilgi korsanlığı” ve “yasadışı dosya indirme” gibi ağır suçlardan hakkında 13 kez dava açılmıştı.
Bu iki eylemin amacı milyonlarca insanın kendini savunurken emsal gösterebileceği hukuki belgelerin, insanlığı tarihsel birikimiyle geliştirdiği araştırma ve bilimsel ilerlemenin, herkesin erişimine serbestçe açılmasını ve kamuya ait bilgilerin ücret kısıtlaması konularak kamunun tüm kesimine ulaşamamasını engellemekti.
Swartz aynı tarihlerde “korsan paylaşımları engellemeye yönelik” olduğu iddiasıyla ortaya çıkan ancak kişisel hak ve özgürlükleri kısıtladığı gerekçesiyle eleştirilen The Stop Online Piracy Act – SOPA ve PIPA kanun teklifinin yasalaşmaması için uğraş vermiş ve mücadele çerçevesinde Demand Progress adlı siteyi hayata geçirmişti.
“Bilgi güçtür. Fakat her zaman olduğu gibi bu gücü kendine saklamak isteyenler var.” cümleleriyle başlayan Gerilla Açık Erişim Manifestosu bilgiye ve internete özgürce erişim erişim hakları açısından dijital haklar çalışması yapan kişi ve gruplar açısından çok önemli bir belgedir.
Swartz tüm bu kamu yararına olan çalışmaları ve eylemleri sebebiyle onlarca ve milyonlarca dolarlık davanın yükünü kaldıramayarak, 26 yaşındayken New York‘taki evinde 11 Ocak 2013’te kendini astı ve yaşında yaşamına son verdi. Ölümünden önce, 1 milyon dolar para ve 35 yıl hapis cezasına çarptırılması bekleniyordu.
Yeni dijital çağın olanakları sayesinde insanlığın ortak birikimi olan tüm bilimsel, kültürel, sosyal, teknolojik ve sanatsal gelişmelerin çok daha kolay ve güvenli yollardan dünyanın her köşesinde erişilebilmesi ve paylaşılabilmesi gerektiğine inanıyorum.
Çok kısa bir dönemde, böylesine büyük büyük bir hak mücadelesi yükünü sırtlanmış ve bunun sonucunda korkunç saldırılara uğramış Aaron Swartz‘ın anısı üzerinde saygıyla eğiliyor ve ülkemizde ve dünyada sayısız kişi ve kurumla Swartz‘ın da içinde olduğu hak mücadelesinin devam edeceğini düşünüyorum.
Bitirmeden.. Aşağıya Zeki Çelikbaş'ın 2017 Aaron Swartz Günü anısına yaptığı Gerilla Açık Erişim Manifestosu’nu çeviri metni ekliyorum. Metnin orijinali 2008 yılında Aaron Swartz tarafından yayınlanmıştır.
Gerilla Açık Erişim Manifestosu
Bilgi güçtür. Fakat tüm güçler gibi onu kendileri için saklamak isteyenler var. Dergiler ve kitaplarda yüzyıllardan beri yayınlanan dünyanın tüm bilimsel ve kültürer misarı artan miktarda sayısallaştırılıyor ve özel şirketler tarafından işleniyor. Bilimde en son gelişmeleri içeren makalelerimi okumak istiyorsun, Reed Elsevier gibi yayıncılara çok büyük paralar göndermen gerekiyor.
Bunu değiştirmek için mücadele verenler var. Açık Erişim Haraketi bilim insanlarının telif haklarını tamamen vermemeleri için yiğitçe savaştı, sonuçta çalışmaların bir kopyasının internette herkezin erişimine açık olmasını sağladı. Fakat en iyi senaryo ile bile bu gelecekteki çalışmalar için geçerli olacaktır. Şimdiye kadar yapılanlar ise kaybolacaktır.
Bu ödemesi çok yüksek bir bedeldir. Akademisyenleri işarkadaşlarının çalışmalarını okumak için para ödemeye zorlamak? Bütün kütüphaneleri taramak fakat yalnızca bu bilgiye google'dan erişmeye izin vermek? Bilimsel makalelere yalnızca Birinci Dünya'nın saygın üniversitelerinde olanların erişmesi, Peki ya Küresel Güney'de yaşayan çocuklar ne olacak? Bu çirkin ve kabul edilemez.
"Kabul ediyorum," denilebilir, "fakat ne yapabiliriz ki? şirketler telifleri ellerinde tutuyor, erişim için korkunç büyük miktarlar kazanıyorlar, ve bu mükemmel bir şekilde yasal. – Onları durdurmak için yapacak birşeyimiz yok". Fakat yapabileceğimiz bazı şeyler var, bazıları ise zaten yapıldı: Kavgaya geri dönebiliriz.
Bu kaynaklara erişimi olanlar – öğrenciler, kütüphaneciler, bilim insanları – size bir ayrıcalık verilmiştir. Dünyanın geri kalanının erişemediği bu bilgi ziyafetinin bileti sizin elinizdedir. Fakat bu yetkinliği yalnızca kendiniz için tutamazsınız. Bunu dünya ile paylaşma göreviniz var. Ve ne yapmalı; şifrelerinizi meslekdaşlarınız ile paylaşabilir, arkadaşlarınız için indirme yapabilirsiniz.
Bu arada dışarıda elleri kilitli olanlar boş boş duruyor değiller. Sen yayıncılar tarafından kilitlenen bilgiyi özgürleştirmek ve arkadaşlarınla paylaşmak için elini taşın altına koymak için çekiniyorsun.
Fakat tüm bu işlemler karanlıkta gerçekleşiyor, gizli yeraltında. Buna hırsızlık veya korsanlık denilebilir, ahlaken bir geminin yağmalanması, mürettabatının öldürülmesi ile içindeki bilgi hazinesinin paylaşımı ile eşdeğer tutulabilir. Ama paylaşım ahlaksız değil – ahlaki bir zorunluluktur. Yalnızca açgözlülük ile gözleri kör edilenler bir arkadaşının kopya isteğini reddedebilir.
Büyük şirketler, tabiki, açgözlülük ile kör edilmiştir. Faaliyet gösterdikleri alanın kanunları bunu gerektirir – Onların hissedarları azı için isyan ederler. Onlar ve politikacılar, ki onlara münhasır güc veren yasaları yapanlar yalnızca kimin kopyalayacağına karar veriyorlar.
Haksız yasaların takip edildiği yerde adalet yoktur. Şimdi aydınlanma zamanı, büyük sivil itaatsizlik geleneğimizle, muhalefet beyannamemizi bu halk kültürü hırsızlarına beyan edelim.
Nerede saklanıyorsa saklansın, bilgiyi almalıyız, onu dünya ile paylaşmak için kendi kopyamızı yapmalıyız. Telif hakkı dışında tutulan herşeyi almalı ve arşive eklemeliyiz. Bizim gizli veritabanlarını satın almak ve web'e koymamız gerekir. Bilimsel dergileri indirmeli ve makaleleri paylaşım sitelerine yüklemeliyiz. "Açık Erişim Gerillası" için savaşmamız gerekir.
Dünyada yeteri kadar olduğumuzda, bilgiyi özelleştirenlere karşı yalnızca güçlü bir mesaj göndermekle kalmayacağız – onu geçmişe gömeceğiz. Bize katılacak mısın?
Aaron Swartz
Temmuz 2008, Eremo, İtalya